Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Programı – 2025 Güncel Hesaplama Metodu

Trafik kazaları sonrasında meydana gelen maddi ve bedensel zararların tazmini, hukuk sistemimizde belirli hesaplama yöntemlerine göre yapılır. Bu süreç, Trafik Kazası Tazminatı Hesaplama olarak adlandırılır ve kazanın türüne (yaralanmalı veya ölümlü olması) göre farklı unsurları içerir. Bir kaza mağduru veya yakını olarak hangi kalemlerde ne kadar tazminat alabileceğinizi bilmek önemlidir. Yanlış veya eksik hesaplamalar, mağdur açısından hak kayıplarına yol açabilir. Dolayısıyla, bu hesaplamaların doğru yapılması ve gerekli belgelerin eksiksiz sunulması gerekir. Böyle karmaşık bir süreçte, haklarınızın tam olarak korunması için deneyimli bir Trafik Kazası Avukatı desteği almak da büyük önem taşır.
Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Programı
Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Nedir?
Trafik kazası tazminat hesaplama, bir trafik kazası sonucu doğan maddi zararların ve gelir kayıplarının hukuki esaslara göre belirlenmesi işlemidir. Kısaca, kazadan zarar gören kişinin ya da hayatını kaybeden kazazedenin desteğinden yoksun kalan yakınlarının alabileceği maddi tazminat miktarının hesaplanmasıdır. Bu hesaplama; yaralanmalı kazalarda iş göremezlik (sürekli sakatlık) tazminatını, ölümlü kazalarda ise destekten yoksun kalma tazminatını ortaya koyar. Ayrıca kaza nedeniyle oluşan geçici iş göremezlik (geçici çalışma kaybı) ve tedavi giderleri gibi diğer maddi zarar kalemleri de bu kapsamda değerlendirilebilir.
Trafik kazası tazminatı hesabı yapılırken, hem kazanın oluş şekli hem de kazazedenin kişisel koşulları dikkate alınır. Örneğin, mağdurun yaşı, kazadaki kusur durumu, aylık geliri ve yaralanma halinde sakatlık oranı gibi veriler, tazminat miktarını doğrudan etkiler. Hesaplama, gerçekte uğranılan zararın tam olarak karşılanmasını hedefler. Bu nedenle “bilinen dönem” (kaza ile dava veya hesaplama tarihi arasındaki fiili kayıplar) ve “bilinmeyen dönem” (gelecekteki olası kayıplar) ayrı ayrı değerlendirilir. Yargıtay’ın da vurguladığı üzere, tazminat miktarı belirlenirken zarar görenin gerçek zararı araştırılmalı ve bunun tam karşılığı olacak bir tazminat belirlenmelidir. Dolayısıyla, bu hesaplama yalnızca matematiksel bir işlem olmayıp, hukuki prensiplerin ve Yargıtay içtihatlarının ışığında yapılır.
Trafik Kazası Tazminatını Etkileyen Faktörler
Trafik kazası sonucu talep edilebilecek tazminatın miktarı, bir dizi faktöre bağlı olarak değişir. Her somut olayda bu faktörler değerlendirilerek tazminat hesabı yapılır. Başlıca etkili faktörler şunlardır:
- Kusur Oranı: Kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur dereceleri tazminatı doğrudan etkiler. Mağdurun kazadaki kusur oranı ne kadar yüksekse, alacağı tazminat o oranda azalır. Örneğin tamamen kusursuz bir kişi zararının tamamını talep edebilirken, %50 kusurlu bir kişi ancak zararının yarısını tazminat olarak alabilir.
- Maluliyet (Sakatlık) Oranı: Yaralanmalı kazalarda, mağdurun kalıcı iş gücü kaybı yüzdesi (maluliyet oranı) hesaplamada önemli bir rol oynar. Sakatlık oranı ne kadar yüksekse, kazazedenin çalışamama veya gelir kaybı o kadar büyük kabul edilir ve tazminat miktarı artar. Örneğin %10 maluliyet ile %50 maluliyetin tazminata yansıması farklı olacaktır.
- Bakiye Ömür (Yaş): Mağdurun yaşı ve beklenen yaşam süresi (bakiye ömür) tazminat hesabında kullanılır. Genç yaştaki bir kazazede için kaybedilen yıllar daha fazla olacağından tazminat miktarı artabilir. Hesaplamada Türkiye’ye özgü yaşam tabloları (örneğin TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosu) kullanılarak, kişinin aktif çalışma süresi ve emeklilik sonrası olası ömür süresi dikkate alınır.
- Gelir Düzeyi: Mağdurun kazadan önce elde ettiği aylık geliri (ücreti veya düzenli geliri) tazminat tutarını belirleyen temel unsurlardandır. Kişinin net geliri ne kadar yüksekse, uğradığı gelir kaybı ve dolayısıyla tazminat tutarı o kadar yüksek olacaktır. Gelirin belgelenememesi halinde genellikle asgari ücret esas alınır (Yargıtay uygulamasında, eğer kazazedenin geliri bilinmiyorsa veya çalışmıyorsa bile, ileride elde edebileceği makul bir kazanç araştırılarak tazminata yansıtılır).
- Destek Durumu: (Ölümlü kazalar için) Kazada hayatını kaybeden kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler (eş, çocuk, ebeveyn gibi) ve bunların destekten mahrum kalma payları da tazminatı etkiler. Ölen kişinin geliri, geride kalanlara sağlayacağı destek oranında hesaplanarak her bir destek için ayrı tazminat belirlenir.
Yukarıdaki faktörlerin her biri, tazminat miktarının hesaplanmasında çarpan veya indirim olarak rol oynar. Bir trafik kazası tazminatı hesaplanırken bu veriler toplanır ve birlikte değerlendirilir. Dolayısıyla, doğru sonuca ulaşmak için kazanın koşulları ve mağdurun durumu bütüncül bir şekilde ele alınmalıdır.
Trafik Kazası Tazminatı Nasıl Hesaplanır?
Trafik kazası tazminatı hesaplanırken, öncelikle yukarıda bahsedilen faktörler göz önünde bulundurulur ve her bir kalem için ayrı ayrı değerlendirme yapılır. Hesaplama süreci genellikle bilirkişi aktüerler tarafından gerçekleştirilir ve her iki tarafın iddialarına dayanak teşkil eden belgeler incelenir. Genel olarak tazminat hesabı, kazanın türüne göre farklı yöntemlerle yapılır:
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Hesaplama
Ölümlü trafik kazalarında tazminat hesabı, hayatını kaybeden kişinin geride kalan yakınlarının uğradığı destek kaybını belirlemeye yöneliktir. Bu tür durumlarda destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanır. Hesaplama yapılırken, müteveffa (ölen) eğer yaşamaya devam etseydi elde edeceği gelir ve bu gelirin ne kadarını destek olarak aile bireylerine harcayacağı varsayılır. Önce ölenin net yıllık geliri tespit edilir; ardından bu gelirin eş, çocuklar veya diğer destek alanlar arasında nasıl paylaşıldığı (destek payları) hesaplanır. Her bir destekten yoksun kalan için, alabileceği yıllık destek miktarı belirlenir ve bu destek süresinin (örneğin eş için ölenin beklenen ömrü, çocuk için belli bir yaşa kadar gibi) uzunluğuna göre toplam destek kaybı bulunur. Elde edilen toplam tutar, kazadaki kusur dağılımına göre ayarlanır (örneğin ölenin kendi kusuru varsa tazminat düşürülür). Sonuç olarak, ölümlü bir kazada her bir hak sahibi (destekten yoksun kalan) için ayrı maddi tazminat miktarı ortaya çıkar. Bu tutar, yasal faiz ve diğer yan kalemlerle birlikte sorumlu tarafın sigortasından veya kendisinden talep edilebilir.
Yaralanmalı Trafik Kazası Tazminat Hesaplama
Yaralanma ile sonuçlanan trafik kazalarında ise tazminat hesabı, mağdurun uğradığı geçici ve kalıcı gelir kayıplarını belirlemeye yöneliktir. Öncelikle kazazedenin kaza sonrası çalışamadığı günler ve bu dönemdeki ücret kaybı (geçici iş göremezlik zararı) belirlenir. Ardından, mağdur kalıcı bir sakatlık yaşamışsa, çalışma gücü kaybı oranına (maluliyet yüzdesine) bağlı olarak ömür boyu yaşayacağı gelir kaybı hesaplanır. Bu hesaplama mağdurun net geliri baz alınarak yapılır; bulunan yıllık gelir kaybı, mağdurun beklenen aktif çalışma süresi ve pasif (emeklilik sonrası) dönemi kapsayacak yıl sayısıyla çarpılır. Elde edilen toplam tutar, mağdurun kusur oranına göre indirilir. Bu şekilde hesaplanan miktar, mağdurun talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatıdır.
Görüldüğü gibi, hesaplama süreci kaza türüne göre farklılık gösterse de temelde benzer adımlardan oluşur: Gelir tespiti, kayıp oranının uygulanması, süre faktörünün eklenmesi ve kusur indiriminin yapılması. Bu süreçte sigorta poliçelerindeki limitler de dikkate alınır; zira zorunlu trafik sigortası belirli bir tavan tutara kadar ödeme yapar, aşan kısım kusurlu taraftan talep edilebilir. Hakkaniyetli ve doğru bir hesaplama için çoğu zaman uzman bilirkişi raporlarına ihtiyaç duyulur ve nihai tazminat miktarını mahkeme takdir eder. Bu nedenle, sürecin en başından itibaren profesyonel bir yardım almak (örneğin bir trafik kazası avukatının desteğiyle hareket etmek) hak kayıplarının önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.
İş Göremezlik Tazminat Hesaplaması
İş göremezlik tazminatı, trafik kazası sonucunda kalıcı sakatlık yaşayan (yaralanan) bir kişinin, çalışma gücünde meydana gelen azalma nedeniyle talep ettiği maddi tazminattır. Bu tazminat türü, yaralanmalı trafik kazası tazminat hesaplama işleminin özünü oluşturur. Hesaplama yapılırken öncelikle mağdurun kaza tarihindeki yaşı, mesleği ve gelir düzeyi tespit edilir. Daha sonra yetkili sağlık kuruluşlarından alınan maluliyet oranı (sürekli sakatlık yüzdesi) belirlenir. Maluliyet oranı, kişinin bedenindeki işlev kaybını yüzdesel olarak ifade eder ve bu oran ne kadar yüksekse kişinin çalışma hayatındaki kaybı da o denli büyük kabul edilir.
İş göremezlik tazminatı, mağdurun kazadan önceki gelirinin, maluliyet oranı kadarlık kısmının kalan ömrü boyunca yitirilmesi esasına dayanır. Bu nedenle, hesaplama iki ana döneme yayılır: Aktif dönem (mağdurun çalışabileceği yıllar, genellikle emeklilik yaşına kadar) ve pasif dönem (emeklilikten sonraki tahmini ömür süresi). Aktif dönem için mağdurun kazandığı (veya kazanabilecek olduğu) ücret üzerinden, pasif dönem için ise genellikle asgari ücret düzeyinde bir gelir varsayımıyla hesaplama yapılır. Her iki dönemde de yıllık gelir kaybı, maluliyet oranı uygulanarak bulunur ve tüm bu yılların toplamı bugünkü değere getirilir. Yargıtay uygulamasında, güncel olarak aktüeryal hesaplama yöntemleri ve TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak bu toplamın doğru şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Örneğin, bir trafik kazasında %40 maluliyet oranı alan bir kişinin, kaza öncesi net geliri aylık 8.000 TL ise, maluliyete bağlı aylık gelir kaybı 3.200 TL olacaktır. Bu kişi 25 yaşında ise, 60 yaşına kadar 35 yıllık aktif dönem, 60’tan sonra da tahminen 10 yıllık pasif dönem için toplam 45 yıllık bir kayıp süresi değerlendirilecektir. 3.200 TL’lik aylık kaybın yıllık karşılığı 38.400 TL olarak hesaplanır; 45 yıl için bu tutar (iskonto ve hayat tablosu katsayıları uygulanarak) toplanır. Elde edilen miktardan kişinin kusurunun bulunması halinde kusur oranına tekabül eden kısım düşülür. Sonuç, o kişi için talep edilebilecek sürekli iş göremezlik tazminatı tutarıdır.
İş göremezlik tazminatı hesabı yapılırken, maddi zarar kalemlerine ek olarak kazazedenin ileride karşılaşabileceği ekonomik dezavantajlar da göz önünde bulundurulur. Ayrıca, bu hesap yalnızca maddi tazminat içindir; kazazedenin yaşadığı acı ve ıstırap için talep edebileceği manevi tazminat ayrı bir dava ve değerlendirme konusudur. Maddi tazminat hesabında doğru sonuca ulaşmak için tüm belgelerin (sağlık kurulu raporu, gelir belgeleri vs.) eksiksiz sunulması ve gerektiğinde uzman bir trafik kazası avukatından destek alınması tavsiye edilir.
Türkiye’deki Ölümlü ve Yaralanmalı Trafik Kazaları
Trafik Kazalarında Kusur Oranının Tespiti
Trafik kazalarında kusur oranı, kazanın oluşumunda tarafların sorumluluk derecelerini ifade eder ve tazminat hesabının temel parametrelerinden biridir. Kusur oranı genellikle kaza sonrasında tutulan trafik kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporları ile belirlenir. Tek taraflı kazalarda sürücünün kendi kusuru söz konusu olabileceği gibi, iki veya daha fazla aracın karıştığı kazalarda her sürücünün kusur yüzdesi ayrı ayrı değerlendirilir. Kusur oranları toplamı %100 olacak şekilde paylaştırılır (örneğin bir kazada sürücülerin kusur dağılımı %60 – %40 gibi).
Kusur oranının tespitinde, trafik kurallarının ihlali, hız, alkollü araç kullanımı, yol koşulları gibi unsurlar dikkate alınır. Eğer kazazede yolcu konumundaysa ve kazaya sebebiyet veren sürücü ise, yolcu %0 kusurlu kabul edilir. Kusur oranı, tazminat tutarını doğrudan etkiler; mağdurun kendi kusuru ne kadar yüksekse, alacağı tazminat o oranda azalacaktır. Türk Borçlar Kanunu’na göre de, zarar görenin kendi kusuru (müterafik kusur) varsa, tazminattan indirim yapılır veya tamamen ortadan kalkabilir.
Aşağıdaki tabloda, mağdurun kusur oranına göre tazminat hakkının nasıl etkilendiği örneklenmiştir:
Kazazedeye İsnat Edilen Kusur | Tazminat Hakkı Oranı |
---|---|
0% (kusursuz) | 100% (tam tazminat) |
25% kusurlu | 75% (tazminatın %25’i azalır) |
50% kusurlu | 50% (zararın yarısı talep edilebilir) |
75% kusurlu | 25% (tazminat önemli ölçüde azalır) |
100% (tam kusur) | 0% (tazminat hakkı yoktur) |
Not: Kusur oranı arttıkça, mağdurun talep edebileceği tazminat miktarı aynı oranda azalır. Örneğin %100 kusurlu olan bir sürücü, kendi zararları için tazminat talep edemez; ancak o sürücünün araçta bulunan yolcuları kusursuz olduklarından kendi zararları için tazminat alabilirler.
Tazminat Hesabı İçin Maluliyet Oranı Tespiti
Yaralanmalı trafik kazalarında tazminat hesabının en önemli bileşenlerinden biri de maluliyet oranıdır. Maluliyet oranı, kazanın mağdur üzerinde bıraktığı kalıcı hasarın, kişinin çalışma gücüne etkisini yüzdesel olarak ifade eder. Bu oranın tespiti, rastgele sağlık raporlarıyla değil, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş hastaneler bünyesinde toplanan sağlık kurulları tarafından yapılır. Mağdur, tedavi süreci sonunda bu kurullara başvurarak engellilik durumunun değerlendirilmesini talep eder. Kurul, ilgili yönetmelikler (örneğin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) çerçevesinde vücuttaki hasarı değerlendirip bir maluliyet yüzdesi belirler.
Belirlenen maluliyet oranı, tazminat hesabında doğrudan kullanılır. Mağdurun iş gücü kaybı ne kadar yüksekse, alacağı iş göremezlik tazminatı da o kadar yüksek olacaktır. Maluliyet oranı sıfır ise (yani kalıcı bir sakatlık yoksa), sürekli iş göremezlik tazminatı talep edilemez; sadece geçici iş göremezlik dönemi ve diğer zararlar talep konusu olur. Eğer maluliyet oranı %100 ise, mağdur artık çalışamaz durumda kabul edilir ve bu durumda sanki kazadan önceki gelirinin tamamını kaybetmiş gibi hesaplama yapılır. Ara oranlarda ise orana denk gelen kısmi kayıp esas alınır. Aşağıdaki tablo, çeşitli maluliyet oranlarının tazminata etkisini göstermektedir:
Maluliyet Oranı | İş Göremezlik Tazminatı Oranı* |
---|---|
100% (tam kalıcı sakatlık) | 100% (tam gelir kaybı) |
80% maluliyet | 80% (gelirin %80’inin kaybı) |
50% maluliyet | 50% (gelirin %50’si kayıp) |
20% maluliyet | 20% (gelirin %20’si kayıp) |
0% (maluliyet yok) | 0% (kalıcı gelir kaybı yok) |
*Not: Maluliyet oranı, mağdurun çalışma gücündeki kaybın yüzdesini gösterir ve tazminat hesabına aynı oranda yansıtılır. Ancak, hesaplamada dikkate alınacak maluliyet, yalnızca kaza nedeniyle oluşan kaybı kapsar. Örneğin, kazadan önce mevcut bir engeli olan kişinin, bu engeli tazminata dahil edilmez; sadece kaza sonucu ortaya çıkan ek maluliyet yüzdesi dikkate alınır.
Tazminat Hesabı İçin Gelir Durumu – Trafik Kazası Tazminat Hesaplama
Tazminat miktarını belirlemede gelir durumu kritik bir unsurdur. Mağdurun kazadan önce elde ettiği kazanç ne kadar yüksekse, kaza nedeniyle yoksun kalacağı miktar da o kadar fazla olacağından, tazminat hesabında bu gelir esas alınır. Hesaplamada öncelikle mağdurun net geliri tespit edilir. Bu tespit için maaş bordrosu, vergi kayıtları, işyeri gelir belgeleri gibi resmi evraklar kullanılır. Eğer mağdur kayıtlı bir gelire sahip değilse, Yargıtay kararları uyarınca, kişinin asgari ücretle dahi olsa bir gelir elde edebileceği varsayımıyla asgari ücret tutarı temel alınır. (Hatta kişinin çalışmıyor olması, ilke olarak hiç geliri olmayacağı anlamına gelmez; ileride çalışıp kazanabileceği makul bir gelir olabileceği kabul edilir.)
Gelir durumu tespit edilirken, kazazedenin yaşı ve mesleki potansiyeli de göz önünde bulundurulur. Örneğin genç bir kişinin ileride gelirinin artması muhtemel olabilir; bu durumda hesaplamada bugünkü gelirinin yanı sıra ilerleyen yıllardaki olası artışlar da dolaylı olarak yaşam tabloları ve aktüeryal yöntemlerle hesaba katılır. Bununla birlikte, hesaplamada belirsizliği azaltmak için genellikle kaza tarihindeki gelir esas alınır ve bu gelir sabit kabul edilerek geleceğe yönelik proje yapılır (aktüeryal tablolar zaten bu sabit gelirin bugüne indirgenmiş değerini içermektedir).
Eğer mağdur emekliyse veya kazadan sonra emekli olacak yaşta ise, aktif çalışma dönemi gelirinin ardından pasif dönem geliri olarak emekli maaşı veya asgari ücret düzeyinde bir gelir öngörüsü yapılır. Yargıtay uygulamasına göre, emeklilik sonrası dönem için hesaplamalarda asgari ücret (AGİ hariç) esas alınır, çünkü kişinin fiilen bir işte çalışmasa bile asgari yaşam geliri düzeyinde bir katkısı olabileceği kabul edilir. Öte yandan, kazada ölen kişinin geliri belirlenirken de benzer şekilde hareket edilir; kişinin mevcut geliri yoksa bile asgari ücretten hesap yapılarak geride kalanların destek kaybı belirlenir.
Kısacası, tazminat hesabı mağdurun gerçek gelirine dayanır. Gelirin doğru tespiti, tazminatın hakkaniyete uygun belirlenmesi için şarttır. Bu nedenle, gelirle ilgili tüm kanıtların (maaş dekontları, banka kayıtları, vergi beyannameleri vb.) sunulması önem taşır. Gelirin eksik veya düşük gösterilmesi halinde, hak ettiğinizden daha az tazminat almanız söz konusu olabilir. Böyle durumların önüne geçmek için sürecin bir trafik kazası avukatı rehberliğinde yürütülmesi faydalı olacaktır.
Tazminat Hesabı Formülleri
Trafik kazası tazminatlarının hesaplanmasında kullanılan formüller ve yöntemler, Yargıtay’ın güncel içtihatları doğrultusunda belirlenmiştir. Günümüzde, hesaplamalar büyük ölçüde aktüeryal hesaplama yöntemlerine dayanmakta ve çağdaş yaşam tabloları kullanılmaktadır. Önceden sıkça kullanılan PMF 1931 yaşam tablosu ve buna bağlı “progresif rant” yöntemi, günümüz koşullarını tam yansıtmadığı için yerini Türkiye’ye özgü güncellenmiş tablolara bırakmıştır. Özellikle TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosu, ülkemizdeki güncel yaşam beklentilerini yansıttığı için Yargıtay tarafından hesaplamalarda esas alınmaktadır. Bu tablo ve aktüeryal yöntem sayesinde, kazazedenin gelecekteki gelir kayıpları iskonto edilerek bugünkü değeri üzerinden hesaplanır. Böylece tazminat miktarı, uzun vadeli kayıpları adil şekilde karşılayacak biçimde belirlenir.
Tazminat hesabında temel olarak iki dönemli bir formül uygulanır: işlemiş dönem (kaza ile hesaplama tarihi arasındaki fiili kayıp) ve işleyecek dönem (hesaplama tarihinden mağdurun beklenen ömrünün sonuna kadarki varsayımsal kayıp). İşlemiş dönem zararları genellikle net olarak bilinebildiği için (örneğin kaza sonrası belli bir süre çalışamamaktan doğan kayıplar) doğrudan toplanır. İşleyecek dönem zararları ise yaşam tablosu verileri kullanılarak formülize edilir. Hesaplamada yıllık gelir kaybı, belirlenen irat (annuite) faktörü ile çarpılarak ödenmesi gereken toplu tazminat bulunur. Bu irat faktörü, kişinin kalan yaşam süresine ve yasal iskonto oranlarına göre belirlenir.
Aşağıda, trafik kazası tazminatı hesaplamasında kullanılan temel formüller özetlenmiştir:
Tazminat Türü | Hesaplama Formülü | Açıklama |
---|---|---|
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Ölüm) | Yıllık net gelir × Destek payı × Destek süresi (yıl) × (1 – Kusur oranı) | Ölen kişinin yıllık geliri, geride kalan her bir hak sahibi için belirlenen destek payıyla çarpılarak, destek alacağı yıllar boyunca hesaplanır. Bulunan tutar, ölenin kazadaki kusur durumu varsa indirilerek toplam tazminat bulunur. (Hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu ve aktüeryal yöntem kullanılır.) |
Sürekli Sakatlık Tazminatı (İş Göremezlik) | Yıllık net gelir × Maluliyet oranı × Kalan yaşam yılı (aktif + pasif) × (1 – Kusur oranı) | Mağdurun yıllık kazancı, çalışma gücü kaybı oranı ile çarpılarak yıllık gelir kaybı hesaplanır. Bu tutar, mağdurun kalan ömründeki aktif çalışma ve pasif dönem toplam yıl sayısıyla çarpılır. Elde edilen toplam, mağdurun kusur oranına göre azaltılarak tazminat tutarı bulunur. (Aktüeryal hesaplamada her yıla düşen tutar bugüne indirgenir.) |
Geçici İş Göremezlik Tazminatı | Günlük net kazanç × İş göremezlik süresi (gün) × (1 – Kusur oranı) | Mağdurun kaza sonrası iyileşme sürecinde çalışamadığı gün sayısı ile günlük gelirinin çarpımı sonucu geçici iş gücü kaybı tutarı belirlenir. Bu tutar, mağdurun kusurunun olmaması halinde tamamı, kusuru varsa oran nispetinde azaltılarak talep edilir. |
Yukarıdaki formüllerde görüldüğü üzere, tazminat hesabı belli değişkenlerin çarpımıyla elde edilir. Her somut olayda bu değişkenler (gelir, oranlar, süreler) farklı olacağından, tazminat miktarı da değişir. Hesaplama yapılırken mahkemeler genellikle bir aktüer bilirkişiden rapor alarak bu formülleri somut olaya uygularlar. Nihai tazminat tutarı, hakim tarafından hakkaniyete uygunluk denetiminden geçirildikten sonra karara bağlanır. Burada açıklanan formüller, Yargıtay’ın belirlediği ilkeler ışığında güncel olarak uygulanan yöntemleri yansıtmaktadır.
Sıkça Sorulan Sorular
Trafik Kazası Tazminat Zamanaşımı Süresi Nedir?
Trafik kazalarından doğan tazminat talepleri için zamanaşımı süresi, kazanın türüne göre farklılık gösterir. Maddi hasarlı (sadece mal kaybı olan) trafik kazalarında genel zamanaşımı süresi 2 yıldır. Eğer kaza yaralanma ile sonuçlanmışsa, mağdurun tazminat talebi için 8 yıl zamanaşımı süresi vardır. Ölümlü trafik kazalarında ise bu süre 15 yıl olarak uygulanır. Bu süreler, kazanın meydana geldiği tarihten ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Trafik Kazası Tazminatı Hesaplama öncesi belirtilen süreler içinde talep veya dava açılmadığı takdirde zamanaşımı dolarak hukuki yolla tazminat alma hakkı kaybedilebilir. Bu nedenle, zamanaşımı süresi dolmadan gerekli hukuki işlemlerin başlatılması büyük önem taşır.
Trafik Kazası Tazminatı Kaskodan Karşılanır Mı?
Evet, kasko sigortası, poliçenin kapsamına bağlı olarak trafik kazası tazminatını karşılayabilir. Kasko, aracınızın ve sizin zararlarınızı, kusurlu olsanız dahi, teminat altına alan isteğe bağlı bir sigorta türüdür. Bu nedenle, kazada sizin kusurunuz bulunsa bile kasko sigortanız varsa, araç hasarlarınız ve poliçede belirtilmişse bedeni zararlarınız kasko tarafından ödenebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, bedeni zararlar (yaralanma veya ölüm) söz konusu olduğunda öncelikle zorunlu trafik sigortasının devreye girmesidir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (trafik sigortası) belirli limitlere kadar tazminatı karşılar; eğer zarar bu limitleri aşıyorsa veya özel bir durum varsa, aşan kısım için kasko sigortasından talepte bulunulabilir. Özetle, kaskodan tazminat alınması mümkündür ancak önce zorunlu sigortanın kapsamı değerlendirilmelidir.
Trafik Kazası Tazminatı İçin Nereye Başvuru Yapılmalıdır?
Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talep etmek için öncelikle kazada kusurlu olan tarafın zorunlu trafik sigortasına başvuru yapılmalıdır. Bu başvuru, ilgili sigorta şirketine gerekli evrakların (kaza tespit tutanağı, hastane raporları, gelir belgeleri, vb.) sunulması yoluyla gerçekleştirilir. Sigorta şirketi, başvuruyu aldıktan sonra talebi değerlendirip poliçe limitleri dahilinde tazminat ödemesi yapacaktır. Eğer sigorta şirketi ödeme yapmayı reddeder veya ödenen miktar zararınızı karşılamaya yetmezse, bir sonraki adım olarak yargı yoluna başvurabilirsiniz. Bu durumda kazada kusurlu sürücü ve araç sahibi aleyhine (ve varsa sigorta şirketine karşı) tazminat davası açılır. Ayrıca, sigorta şirketiyle sorun yaşanması halinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurarak daha hızlı bir çözüm de aranabilir. Başvuru nereye yapılırsa yapılsın, sürecin sağlıklı ilerlemesi için tüm belgelerin tam olması ve yasal sürelerin kaçırılmaması gerekir.
Kusurlu Kazazede Tazminat Alabilir Mi?
Kaza mağdurunun (kazazedenin) kusurlu olması durumu, tazminat alıp alamayacağını etkiler. Eğer kazada %100 kusurlu iseniz (örneğin tek taraflı kazada tamamen kendi hatanızdan kaza yaptıysanız), kendi uğradığınız zararlar için zorunlu trafik sigortasından tazminat alamazsınız. Zira trafik sigortası, karşı tarafa verilen zararları karşılar ve kişinin kendi kusurundan doğan zararlar teminat kapsamında değildir. Bununla birlikte, kusurlu sürücünün araçtaki yolcuları gibi üçüncü kişiler, kazada kusurları olmadığından sigortadan tazminat alabilirler. Öte yandan, kazazede kısmen kusurlu ise (örneğin %50 kusur), bu durumda tamamen kusursuz olmadığı halde yine de karşı taraftan kusur oranı kadar tazminat talep edebilir. Örneğin iki aracın karıştığı bir kazada %40 kusurlu olan bir sürücü, diğer taraftan zararının %60’ı için talepte bulunabilir. Sonuç olarak, kusurlu olmak tazminat alma hakkını tamamen ortadan kaldırmaz; önemli olan kusurun tam mı yoksa kısmi mi olduğudur.
Yüzde Kaç Kusura Kadar Tazminat Alınır?
Tazminat alabilmek için kazadaki kusur oranınızın %100’ün altında olması gerekir. Yani, tamamen kusurlu olmadığınız tüm durumlarda belirli oranda tazminat alınabilir. Örneğin kusurunuz %80 ise, zararınızın kalan %20’si oranında tazminat almanız mümkündür. Kusurunuz %50 ise, zararınızın %50’sini talep edebilirsiniz. Pratik olarak, mağdur taraf kendi kusuru dışındaki karşı tarafın kusur oranı nispetinde tazminat alır. Dolayısıyla, en yüksek kusur oranı olan %99 kusurlu olsanız dahi, diğer taraf %1 kusurlu ise, bu %1’lik kısım için tazminat hakkınız doğacaktır. Ancak, kusur oranınız %100 ise – yani kazada tamamen kusurlu taraf sizseniz – herhangi bir tazminat talep edemezsiniz.
Kazadan Ne Kadar Süre Sonra Tazminat Alınır?
Trafik kazası sonrası tazminat almak için belirli bir bekleme süresi yoktur; gerekli işlemleri vakit kaybetmeden başlatmak en doğrusudur. Kazadan hemen sonra, özellikle bedeni zararlarda, sigorta şirketine başvuru yapılabilir. Sigorta şirketleri, başvuru ve belgelerin eksiksiz tesliminden itibaren genellikle 15 gün ile 30 gün içinde ödeme yapmak durumundadır (bu süre poliçeye ve hasarın türüne göre değişebilir). Yani, evraklar tamamlandığında ve sorumluluk netleştiğinde, tazminat ödemesi birkaç hafta gibi kısa bir sürede gerçekleşebilir. Eğer sigorta süreci uzarsa veya anlaşmazlık çıkarsa, devreye mahkeme veya tahkim süreci girer. Mahkeme yolunda tazminatın fiilen alınması, dava sürecine bağlı olarak birkaç ay ile birkaç yıl arasında sürebilir. Sonuç olarak, kazadan sonra tazminat alım süresi, sizin başvuru hızınıza ve karşı tarafın süreci uzatıp uzatmamasına bağlıdır. Erken başvuru ve doğru evrak teslimi halinde en hızlı şekilde tazminatınıza kavuşabilirsiniz.
3 Üzerindeki düşünceler “Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Programı – 2025 Güncel Hesaplama Metodu”